18 Mayıs 2011 Çarşamba

Dongusel

Kozasindan cikmis olan korku,
Bu diyarlari bilmeden geldi...
Arisi ve bali,
Onlar olmadan yasayamazdi...
Taa ki kanina isleyen bir civa soguklugu ile etkisini gosterene kadar.
Yarindan bu gune akti,
Dunu kapatti...
Kuzeyi ve guneyi yer degisti...
Arinin ignesi cok derinlere batiyordu.
Dogumu ile batisi ayni anda gormustu ve soluyordu onu birden bire.
Hic beklemedigi bir an,
Yasam geldigi yere dondu...
Buz kesildi icindeki ates ile.

Dunya degismedi,
O degisti,
Sen degistin,
Ben de degistim...
Martilar hic gocmedikleri -olmayan denizlere- goctuler.
Denizi yarattilar!
Bilinclerinde...
Ama hepsi o denizde yasadi,
Kimisi goctu,
Kimisi yasamadi...

Bebegin ilk topalladigi an,
Yoklugu yaratanin onune dustu..
Egildi ama kafasini onu gorecek kadar kaldiracak gucte degildi.
Karanlik...
Soguk...
Yalniz...
Uykuya daldi doguya dogru.
Bekledi sadece,
Uyanmayi...
Ruyalarinda sicakti sadece...
Buzun icindeki ates ise
Eritmeye basladi buzu.
Uyandiginda ise,
Ne soguk ne de sicak vardi..
Sadece kendisi
Ve bulutlarin arasindan suzen bir gunes isigi...
Adeta tanri gibiydi.
Ona inandi!
Isindi ve isitacakti ...

Birisi bu durumu pek sevmedi sanki.
Isigi geri aldi,
Hem de cok derinlere.
Onu geldigi yere geri goturdu.
Istemedigi yerlere...
Isiginin parlamadigi ve yansimadigi,
Kimsenin gormeye curret edemedigi bir yer.
Kirilan isik,
Kendini yansitip atesini sondurdu...
Soguk...
Yine hem de her zamankinden daha fazla!
Geri geldi,
Parmaklarin birbirine carpip kirilacagi kadar soguk...
Titreme...
Sicagin yeniden gelecegi gunu beklemek,
Onu,
Yani tanriyi beklemeye basladi yine...
Ama bu sefer
Zaman onu bitirdi...


* Cozemedik ki cozulemedim... Not defterinde anlatilanlari son kez olsun dinlemek. Belki de yillar sonra dinleyebilmek... Ilk kez gormek o kucucuk cocugu! Ya da son kez...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder