5 Eylül 2022 Pazartesi

Insan Neyle Yasar?

Insan hak ettigini mi yasar? Yoksa baska insanlar size hak ettiginizi dusundukleri seyi yasatirlar mi?

Bu dengeyi neandertallerden geldigimizi ogrendigimden beri anlamaya calisiyorum. Hani derler ya, birinin kazanci baska birinin kaybıdır diye. Bu kaybi neye/kime gore "kayip" olarak degerlendiriyoruz? Yoksa kaybettiklerimizden edindigimiz kazanimlari mi gormezden geliyoruz? Her seye kaderist bir yaklasimla bakip "bu boyle olmali(ydi)!" demekle "tek bir dogru" duz mantigina mi inaniyoruz? Duymak istemedigimiz seyleri duymayip, sadece duymak istediklerimize mi odaklaniyoruz? Daha nereden geldigimizi bilmeden nereye gidecegimizin ince hesaplarini mi yapiyoruz? Kucuk seyleri, buyuk seyler olarak mi betimliyoruz? 

Bilinmezliklerle dolu bir evrende sadece bildiklerimizle yetinmeye calisan bir bebek bile degiliz aslinda. Bebeklerin bile yok olabildigi bu dunyanin o aciz ilkelligi, iliklerimize kadar islemis. Karsi tarafi dusunemiyoruz, anlamiyoruz, ya da anladigimizi zannediyoruz. Farkli dili konusan insanlar, hatta hayvan turleri bile birbiriyle iyi anlasirken, ayni dili konusan bizler bazen birbirimize cok buyuk zararlar veriyoruz. Ve en kotusu ne biliyor musunuz? Bir "hic" ugruna... 

Sonra kendime yine sordum, Insan "Ne" ile yasar? Gercekten...

Su mu? Hakikat mi? Ask mi? Din mi? Huzur mu? Saglik mi? Mutluluk mu? Savas mi? Kin mi? Aile mi? Is mi? Ev/Araba mi? Giysiler mi? Para mi? Hastalik mi? Olum mu? Doga mi? Baris mi? Kaygi mi? Varlik mi? Yokluk mu? Tokluk mu? Aclik mi? Bilgi mi? Cahillik mi? Dostluk mu? Devinim mi? Evrim mi? Amac mi? Gurur mu? Sanat mi? Hava mi? Gunes mi? Toprak mi?

Ya hepsi, ya da hic biri...