17 Temmuz 2011 Pazar

Matilde'ye Sone



Ben geldim.
Senin icin,
Tam buraya,
Mavi noktaya.
Dunyanin tam ortasina indim.

Peki ya sen?
Sen nerelerdesin simdi?
Yine hangi bedeni ele gecirdin?
Yine tanimadigim, goremedigim sen…
Yine kimlerle sevisiyorsun?

Ben seni istemeden sen beni isteyeceksin yine.
Ben seni aramadan sen beni bulacaksin.
Isgal edecek, abluka altina alacaksin istemeden.
Bana ne yaptigini fark etmeden.
O kisi simdiki “ben” olmasam bile…

Onceden siyah,
Belki yesil-ela ve mavi…
Sonra kahve,
Sonra da cikolata da kaldim…
Simdi ise, bilmiyorum…

Sadece istasyonda bekliyorum.
Seni degil, merak etme.
Bindigim trenin ilk ve son duragi olan;
Yine bindigim yer!
Sen degildin zaten o duraktaki.

Fransiz balkondan asagi baktim gecen gun,
Seni gordum yine…
Zannetim belki de?
Yasam olan herseyin icinde olabilen sen,
Bi tek benim icimde yoktun.

Ama, butun gucumle siddetli bir nefes verdikten sonra dahi,
Hep derinlerde bir yerlerde kaliyorsun.
Atom-alti parcaciklarima islenmis gibi…
Verecegim son nefese kadar olan,
Soluksuz bir mucadele gibi.

Asla gozlerime aynadan bakamazdim ben.
Onlar yansitmazdi ruhumu, beni; sadece bedenimi.
Ama senin gozlerine baktigimda,
Bana gozlerimi tum gercekligi ile yansitir.
Cunku tek ve sonsuzluga bakabildigim gozler onlar…

Sen benim kaderim,
Tanrim,
Rastlantim,
Kaosum,
Paradoksum,
Yalnizligimsin…

Sen,
Rahibe Teresa’sin,
Maria Curie’sin,
Hypatia’sin,
Kleopatra’sin,
Nene Hatun’sun,
Ve daha sayamadigim niceleri…

Bazen cok eslisin, bazen tek.
Konusunca susturulan, ezilen…
Susunca da konusturulansin.
Hatta yuzune kezzap atilan!
Sen kadinsin, annesin,
Kucuk bir kizssin…

Sen Matilde olamasan bile,
O sensin…


* Bir insani bu kadar cok dusunmek, ozlemek, normal midir?  Gormeden gormek, bilmeden bilmek? O gecen her bir dakika boyunca hem de. Olagan sevgimin disinda bir sey bu. Surekli yogunlasan ve artan. Benim kendi zaafim; Cikolata'da kaldim...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder