13 Kasım 2010 Cumartesi

Ey Cocuk!


Ey Cocuk!

Neler yapiyorsun simdi? Duyduguma gore buralardaymissin, cok yakinlarda... Hem de oldukca!
Peki bu sen kadar yakinken , hala gercek olmaktan kaciyor musun? Yoksa... Hala seni biraktiklari dunyayi sorgulamadan mi yasiyorsun? Bildigin seyleri dogru olarak savunup, bilmediklerin hakkinda on-yargi ile mi yaklasiyorsun? Ogrendigin ve yarattigin herseyi para karsiligi mi satiyorsun? Beklentiler icinde misin? Neslin tukenecek diye mi korkuyorsun? Bir zamanlarin cocuklari, simdiki cocuklarin hayatini mi degerlendiriyor ve yonetiyor, baska cocuklari da hayatlari pahasina mi kullaniyor ?

Sen cocuk ile cocuk olmamissin anlasilan...

Duzenin icinde duzen arayisi yapmak, o duzenin gelisi guzel olmamasi gerektigindendir. Kontrol edilemez bir cocukluktur bu. Baska cocuklardan aldigini diger cocuklara verir. Ama bu cocuklarin hedefi pek bi bellidir. Hatlari duzgun yapilmis bir sanat eserinden daha soyuttur hayatlari. Kendileri degildir onlar, baskalarinin taklitidir adeta... Baska cocuklari taklit ederler, yenilerine taklit edilecek dongusel bir hayat periyodu birakirlar. Goreceli dogrulari vardir ve her zaman varolduklari yerdedirler. Kisilikleri asla degismez...


Bu gun seni dusundum cocuk,

Sonbaharin kizil agaclarina dogru bakip sana bunlari yazarken, seninle olan sohbetlerimiz aklima geldi. Asirlar boyu sohbet ettik biz seninle, o kizil agaclar daha yokken bile. Hatirlar misin cocuk? O taslari seninle birlikte dizdik.. Hem de domino tasini dusunerek, onlari tehdit edecek en ufak tehdit unsuruna karsi koruyacak sekilde dizdik bu taslari. Bazen sen onlari sorgulamadan yok ederdin... Bazen o taslari birbirine vururdun oyle olmasini istedigin icin. Bir tanesi kirilirdi hani... Hep parcalari kalirdi ama bir turlu birlesemezlerdi, cunku nasil birlesmesi gerektiklerini bilmezlerdi. Sen de ogretmezdin onlara nasil birlesmeleri gerektigini, farkina varmalarini dahi istemezdin. Sen derdin ki " Taslar sadece tas oldugunu bilmeli, otesi onlari ilgilendirmez." Simdi bakiyorumda... Olmadi be cocuk... Bu sefer gercekten de olmadi...

Bazen senin savaslarini dusunuyorum;

Ne ugruna, neleri feda ettigini. Hatta hayatini bile feda ettin, hem de milyonlarca kere... Dunyanin her yerinde anin vardi ve seni ananlar vardi. Ama sen olan biteni goremezdin cocuk. Cunku varligin soz konusu bile olmazdi o an ... Baska cocuklara kalirdi yasam. Sen oyle isterdin. Hep oyle oldu biliyor musun? Sana secme hakki bile vermediler, inancini kullandilar senin, belki de olmayan seylere inandirdilar seni . Hep orada kaldin sen ve o cocuga niye tokat attigini anlayamadin bir turlu... Nedenini hic sorgulamadin cunku taslar oyle dizilmisti ya. Sen oyle istemistin hatirlamadin mi? Hatirladin tabii ki ama aninda unutursun sen boyle seyleri cocuk. Hala kaldigin yerden devam ediyorsun o suvalsiz fedakarliga. Kucuk soru isaretleri ile savasiyorsun. Her seferinde kaybediyorsun. Baska cocuklar kazaniyor. Ama onlar da kaybediyor... Arkani don ve bak ama bakmaman gerek, cunku vurulursun o cocuk tarafindan. Geri donusu yoktur bu cocuklugun...

Bazen de sanatini dusunuyorum,

Algiladigin kadar insansin ya, ona gore yarattin hep. Cogu zaman sinirlama koydun, koydular! Kurallari yiktin zaman zaman sonra da kurallari ozledin, bagli kaldin onlara. Bu ic gudu muydu senin icin?

Dunyanin farkli yerlerindeydin sen, deri rengin diger cocuklardan farkliydi, dilin, dinin, kulturun... Farkliydin sen. Ama bir yolunu buldun ve diger farkli cocuklar ile anlastin. Onlar ile ayni anda yarattin sanatini. Dunyayi cizmeye ve yazmaya basladin, heykellerini yaptin, muzigi kesfettin. Bazen anlasilamadin...

Sanat ya bu! Insanin kendi rengiydi bu, o algilardi bunu. Icinde bir yerlerde bulurdu onu. Kendine gore yorumlardi sanati ve edebiyati. Is teknige geldiginde ise teori, pratik yarati-zaman kavraminin yerini aldi. Farkinda olmadan altin oranini kullandin belki de, dengeledin ve anlasilabilir kildin . Cogu zaman uygun olmayanlari yok ettiler veya zamana biraktilar uygunlugu gelene kadar. Kimi zaman, bulundugun zamanin otesinde sanat yaptin. Kimi zaman eskiyi taklit ettin. Sanat bir zaman yolculuguydu senin icin.

Peki ya muzik? Muzik sadece dunyamizdaki atmosfer olanaklarinin olusturdugu ses dalgasi frekanslarinin titresimlerinden iletkenligi olmasi ve bunu kesfedip/yaratip insan beyninin kavrayacagi noktaya sunarak teorik ve duygusal anlamda algida secicilige indirmek miydi? Yoksa tamamen ruhsal birsey miydi bu? Hatta konusmadaki anlas(il)ma ve anlatma istegi de buradan mi geliyordu? Nereden geliyordu bu muzik yapmak ve yaratmak? Dusunsene, uzayda olsaydin muzik yapamazdin ama muzik icinde bir yerlerde olurdu. Ayni dusunceler gibi! Eger oyle ise ve bunu iletmek icin cesitli arac/enstrumanlar ve ses dalgalari kullaniyorsan... O zaman muzik ve dusunce baska bir evrendir bizim icin. Sessizligin bile kanvasta muzik oldugun anlardir o dusunce. Gercek sanati kesfetmeye calisiyor bu cocuk!

Ama, birseyler dogru gitmiyor yine de... Sanatini yapan cocuk, bunu satiyor bazen! Yasamanin bunu gerektirdigi bir hata bu!? Yaratilan hersey bu dongude arac olma ugruna gidiyor. IQ, EQ, PQ ve SQ'larindaki nicelikleri satiyor bu cocuklar... Yapay olan yaratilar, baska amaclar ugruna kullaniliyor ve bazi seyleri yok ediyor ... Bu cocuk, sanatini yapamiyor...


Simdi ise yasatmaya calistigin cocuklari goruyorum,

Onlari yasatmak icin emek harcayan cocuklari. Yasanan surecleri yasiyorum icimde, hepsini teker teker... Bu emekleri bosa harcayan cocuklari goruyorum ve yasantiyi tehdit eden unsurlari. Kendi menfaatleri ugruna yasatma sozu verip, bagimlilik ve yapay cozumleri ile cocuklari kandiranlari goruyorum. Sagligi paha bicilir kilanlari goruyorum. Bunlara nasil izin verirsin cocuk? Nasil?

Ve sende bilgiyi ve sevgiyi goruyorum...

Bunu sonsuzluga yaymak isteyen cocuklari goruyorum. Hic yokken bile varolan seyler bunlar. Bildigini paylasmayi seviyorum. Ama ne bildigin konusunda suphe etmeden bunu yapmak, senin bildiklerinin, karsidakinin algilayabilecegi kadar oldugu ile sinirlidir. Bu bilgi de maddiyat demek degildir cocuk. Cunku bilgi yozlastirilabilir, formu bozulabilir ve yanlis uygulamalara kurban gidebilir. O zaman cocuklugunu yasayamazsin ! Sevgi olmadan bunu bilemezsin ve sevginin kendi bilgisini hic bir zaman benimseyemeden yasarsin o hayati. Cocuklarin, onlar dahi bunu yasamaya maruz kalabilir...

Soyleyeceklerimin, aklinizda dugumlendigi noktadaki sessizliktir bu.
...


Yakin zamanda geri gelecegim cocuk. Her nerede isen, ben orada olacagim. Beni arama cunku ben seni buldum bile...

1 yorum: